Wednesday, August 15, 2012

Bir "yara" olarak fotoğraf

Roland Barthes'in fotoğraf algısına salt kişisel yaklaşımını çok sevdim. Genelgeçer beğeni ölçütlerini dışarıda bırakarak ve "Neyi beğeniyoruz?" yerine "Neyi beğeniyorum? Ve neden?" sorularını sorarak fotoğrafın aslında ne kadar "kişisel" olduğunu vurguluyor. Elimde Türkçe kopyası olmadığından İngilizce'sinden alıntılıyorum, altta çevirisi var.

Photography could not, in my mind, be separated from the "pathos" of which, from the first glance, it consists. I was like that friend who had turned to Photography only because it allowed him to photograph his son. As Spectator I was interested in Photography only for "sentimental" reasons; I wanted to explore it not as a question (a theme) but as a wound: I see, I feel, hence I notice, I observe, and I think.
"Fotoğraf, bana göre, aslında var ettiği "pathos" kavramından ayrı düşünülemez. Fotoğrafa sadece oğlunun fotoğraflarını çekmesini sağladığı için başlayan arkadaşım gibiyim. Seyirci olarak fotoğrafla sadece "duygusal" sebeplerle ilgiliyim; onu bir soru (ya da bir konu) olarak değil bir yara olarak keşfetmek istiyorum: görüyorum, hissediyorum, bu sayede farkediyorum, gözlemliyorum ve düşünüyorum."

Yara'nın burada, sadece sahip olanın anlayabileceği bir metafor olarak kullanılmasına bayıldım. Pathos da zaten "merhamet ve sempati gibi his uyandırma gücü veya yeteneği" olarak geçiyor. Bu tarzını açıkladıktan sonra ileri sürdüğü Studium ve Punctum kavramları da bu kişisellik bağlamında tanımlanmış. Studium bir fotoğrafın ilgimizi çekmesini ve/ya onu beğenmemizi sağlayan ve kültürel geçmişimizden türeyen birikimimize karşılık gelirken Punctum iyice kişiselleşerek Studium sayesinde ilgilendiğimiz fotoğraftan (varsa) çıkıp gelen ve bizi vuran detaya ya da nesneye karşılık geliyor. Örneğin kitapta yer verdiği ya da sözünü ettiği fotoğrafların orada olma sebebi Barthes'in Studium'u ile birlikte -o fotoğraflarda etkilendiğini söylediği nesneler ve detaylar olduğu için ise- yine onun Punctum'u. Herkes bu fotoğrafları seçmeyebilir ya da -seçse bile- Barthes ile aynı Punctum'u paylaşmayabilir. Örneğin Görsel Antropoloji dersi için bir öğrenci tarafından hazırlanan videoda bir Loretta Lux fotoğrafı üzerinden Punctum'un kişiden kişiye nasıl değiştiği inceleniyor.

Film on Barthes Punctum and Studium

Burada çekimi yapan öğrenciye göre fotoğraftaki Punctum çocuğun giysisindeki doku iken fotoğrafı gösterdiği diğen insanlara göre saçı olabiliyor (fotoğrafın gerçekçi görünmediğini ya da kurgu olduğunu söyleyenler için bu fotoğrafta onlara göre bir Punctum olmadığını düşünüyorum, videonun sahibi ise bunları farklı bir Punctum olarak yorumlamış anladığım kadarıyla). Değişik coğrafyalardan değişik fotoğraf tarzlarının ortaya çıkması (en belirgin farkedebildiğim örnekler olarak Fransız ve İskandinav -ve hatta orada eğitim almış- fotoğrafçıların eserleri aklıma geliyor) da yine ortak/etkilenilmiş bir Studium'un varlığına işaret ediyor. Arada klasiklere dönüş gerçekten fena fikir değil.

No comments:

Post a Comment